Toplumun tamamını ilgilendiren genel kuralları belirleyen, yasama yetkisini kullanan yasama organı, kamu politikalarını oluşturan temel aktörlerden biridir. Yasama organı genel kurallar oluşturduğu için toplumun tamamını kapsayan bir nitelikte olmalıdır. Bu noktada vurgulanmak istenen, dünya tarihini şekillendiren erkeklerin, günümüz koşullarının siyaset ve yönetim süreçlerinde tek güç olmaması gerektiğidir. Kadınların hak mücadelesi olan kadın hareketi erkeklerin tek belirleyici güç olma durumlarına karşı başlatılmıştır. Vatandaş olarak kabul edilmelerinden itibaren sahip olduğu her hakkı önemli mücadelelerle elde eden kadınların, toplumsal politikalarda etkili olabilmesi için yasama süreçlerinde temsil edilmeleri gerekir. Bu temsil, toplumsal kuralların sadece erkek iradesine ve bakış açısına bırakılmasının oluşturacağı olumsuzlukları engelleyerek demokratik toplumun güçlendirilmesine katkı sağlar.
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi
Makale
26.09.2023Hatice Altunok
Etiketler
Mayıs 2023 genel seçimler sonuçlarına göre TBMM'ye seçilen 600 milletvekilinden sadece 121'i kadın. Kadınlar toplumun yarısını oluşturuyorken Meclis'in sadece 5'te birinde temsil edilebiliyorlar. Doç. Dr. Hatice Altunok, yasama süreçlerinde kadın temsiliyetinin öneminin altını bir kez daha çiziyor.
Kadınların siyasete katılımı
Siyasi hakları kazanma mücadelesi, kadınların kazandığı ve kazanacağı diğer pek çok hak için itici bir güç olmuştur. Kadınların siyasi haklarını kazandığı ilk ülkelerden biri Türkiye’dir. Tanzimat dönemiyle birlikte kadınlar eğitim, miras gibi haklarını elde etmeye başlamış, Cumhuriyet dönemiyle birlikte siyasal alandaki hakların kazanım süreci de hızlanmıştır. 1930 yılında belediye ve 1934 yılında milletvekilliği seçimlerinde kadınlara siyasal haklar tanınmıştır. Bu gelişmeler sonucunda, Nezihe Muhittin’in kurduğu Kadınlar Halk Fırkası’nın kadınların siyasi temsil hakkına sahip olmamaları nedeniyle kapatılması gibi tecrübelerin yaşandığı kadın ve siyasi temsil birlikteliğini kabul etmeme tarihi noktalanmıştır. Siyasal haklar konusunda kazanımlar elde eden kadınların, ilerleyen dönemlerde pek çok alanda olduğu gibi yasama süreçlerinde de var olabilmek için büyük bir çaba sarf etmeleri gerekmiştir. Kadın hareketleri de bu değişimin önemli bir parçası olurken, çalışma hayatında kadın emeğine ihtiyaç duyulması, ekonomik gelişme hedefleri, demokratikleşme taleplerinin artması gibi dünyadaki toplumsal değişimlerin de Türkiye’de kadınların her alanda görünürlüğünün artmasına katkısı olmuştur. Eğitim, istihdam, temsil gibi mahrum bırakıldıkları haklarını kazanmalarıyla birlikte kadınlar toplumsal alana dâhil olmaya başlamışlardır. Başta eğitime erişim imkânlarının ve iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle kadınlar esas olarak erkeklerin sahip olduğu bilgi ve tecrübeye ulaşabilmişlerdir.
Sayılarla yasamada kadınlar
Türkiye açısından siyasi temsil odağında konu daraltıldığında özellikle 2000’li yıllar ile birlikte kadın politikalarındaki olumlu gelişmelerin siyasi alanda kadın temsiline de yansıdığı görülmektedir. 2002 yılındaki genel seçimlerde 24, 2007’de 50, 2011’de 79, Haziran 2015’de 98, Kasım 2015’de 81 ve 2018’de 104 kadın milletvekili seçilmiştir. Son olarak Mayıs 2023 28. dönem milletvekili genel seçimlerinde 600 milletvekilinin 119’u kadınlar tarafından temsil edilmektedir. Bu, kadın milletvekili sayısının belirgin bir artış içerisinde olduğunu göstermektedir.
Günümüz siyasetinde genel ve yerel seçimlerde daha fazla kadın yer almak için çabalamaktadır. Bu çabaların sonucu olarak, 2007’de %9,2 olan TBMM’deki kadın milletvekili oranı 2022’de %17,3’e, 2023 yılında ise %19,8’e yükselmiştir. TBMM’deki kadın milletvekili sayısında yalnızca 1 Kasım 2015 tarihinde gerçekleşen seçimde yaklaşık %17 oranında azalma görülmüştür. Bunun dışında kadın milletvekili oranlarında genel olarak artış görülmektedir.
2023 yılı seçimleriyle oluşan tabloya bakıldığında 50 milletvekili ile Adalet ve Kalkınma Partisi’nin en fazla kadın milletvekiline sahip olduğu görülmektedir. Bu partinin toplam milletvekili sayısında kadın milletvekili oranı %19.01’dir. Diğer partilerin kadın milletvekili sayı ve oranları şöyledir; Cumhuriyet Halk Partisi 24 (%18.46), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi 27 (%47.37), Milliyetçi Hareket Partisi 4 (%8.00), İyi Parti 5 (%11.36), Saadet Partisi 2 (%10.00), Demokrasi ve Atılım Partisi 4 (%26.67), Türkiye İşçi Partisi 1 (%25.00), Demokratik Bölgeler Partisi 1 (%50.00) ve Emek Partisi 1 (%50.00). Yeniden Refah Partisi, Hür Dava Partisi, Demokrat Parti ve Demokratik Sol Parti kadın milletvekili olmayan partilerdir.
Yasama süreçlerinde kadın temsilinin yanı sıra, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’nin yönetsel yapısında kadınların konumu da önem taşımaktadır. Bugüne kadar TBMM idari teşkilatından sorumlu olan TBMM Genel Sekreterliği görevini üstlenmiş bir kadın bulunmamaktadır. TBMM’nin teşkilat yapısı incelendiğinde, on altı başkanlık biriminden sadece 2’sinde kadın başkan ve 10’unda kadın başkan yardımcısı görev yapmaktadır. TBMM faaliyetlerinin temel mekanizması olan İhtisas Komisyonlarında kadınların başkanlık düzeyinde görev alma durumuna bakıldığında ise toplam 19 komisyondan Dilekçe Komisyonu, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanının kadın olduğu görülmektedir. İhtisas Komisyonlarında kadın milletvekillerinin etkinliği değerlendirilirken başkanı kadın olan komisyon sayısı, kadınların genel olarak aynı komisyonlarda mı farklı komisyonlarda mı başkanlık yaptıkları (örneğin kadın komisyon başkanı dendiğinde akla ilk olarak Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu gelmektedir), komisyonların toplam üye sayıları içerisinde kadın üyelerin oranı gibi boyutlar göz önüne alınmalıdır.
Temel eksiklik: Kadın milletvekili olmayan iller
Yasama erkinde kaç kadın temsilci yer aldığını incelerken bakılması gereken başka bir nokta, ülkemizin tüm illerinden kadın temsilci bulunup bulunmadığıdır. Ne yazık ki azımsanmayacak sayıda ilimizde temsil edenler arasında kadınlar yer almamaktadır. 2018 yılı genel seçiminde toplam 35 ilimizde, 2023 yılı genel seçiminde ise 32 ilimiz kadın milletvekilleri aracılığıyla temsil edilmemiştir. Bu durumu, illerin toplam milletvekili sayısı, partilerin milletvekili sayıları, partilerin tercihleri, illerin toplumsal yapısı gibi pek çok faktörün etkilediği bilinmektedir. Bu durumla ilgili, illerin toplam milletvekilli sayısı, partilerin kaç milletvekili çıkardığı, partilerin tercihleri, illerin toplumsal yapısı gibi pek çok faktörün etkili olduğu bilinmektedir. Son iki genel seçimde kadın milletvekili çıkaramayan illerin %75’inin aynı iller olduğu göze çarpmaktadır. Kadın ve erkeğin yasama sürecinde demokratik bir şekilde yer alması vurgulanırken iller düzeyindeki temsil oranlarının da değerlendirilmesi önemlidir.
Türkiye'ye özgü faktörler
Dünyadaki ve Türkiye’de tartışmalar, yasamada kadın temsilinin, oransal değerlendirmelerin ötesine geçilmesi gereken bir evreye geldiğini göstermektedir. Kadınların ilk defa yer almaya başladığı alanlarda sayıların önemi sıklıkla vurgulanır. Yasama için ise kadınların ilk kez yer almasının üzerinden uzun bir zaman geçmiştir ve artık sayıların ötesine bakmak gerekmektedir. Günümüze kadar olan süreçte yasamada kadın tarihine bakıldığında elbette kadınların temsilinin sürekli artışından bahsedilemez.
Bu noktada farklı ülkelerin oranlarıyla kıyaslama yapılırken Türkiye’ye özgü tarihsel, siyasal ve kültürel koşullar göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, kadınların başörtüsü nedeniyle eğitim ve çalışma hakkının engellenerek pek çok kadının toplumsal hayatın dışında bırakılması, Türkiye’ye ilişkin değerlendirmelerde unutulmaması gereken bir gerçektir. Ayrıca, askeri darbelerin gölgesinde gelişen Türk siyasal hayatında, cinsiyet eşitliğinin temsilde sağlanması ve eşitlik ya da pozitif ayrımcılığın benimsenmesi gibi konuların tartışılması için elverişli zeminin olmaması, toplumsal hayatın pek çok boyutunda olduğu gibi kadın haklarının gelişmesini de geciktirmiştir.
Geleceğe ilişkin
Teknoloji ve iletişim kanallarının artması, eğitim olanaklarının gelişmesiyle birlikte toplum içinde eğitimli kadın oranı artmış, bu da siyasal ve toplumsal alandaki farkındalığın gelişmesinde önemli bir etken olmuştur. Gelinen aşamada kadınların siyasete olan ilgisi artarken siyaset yapmak, siyaseti yorumlamak ve siyasete katılmak isteyen kadın figürlere günümüzde siyasal alanın farklı boyutlarında daha sık rastlanır olmuştur. Tüm bu olumlu gelişmeler bir yandan kadınların temsil konusundaki seslerini yükseltmelerine imkân sağlamış, diğer yandan siyasal partiler de bu taleplere duyarsız kalamamıştır. Sonuç olarak, siyasetteki her platformunda kadın temsilci sayısını arttırmak yönünde adımlar atılmaya başlanmıştır.
Türkiye’de siyasal alanda kadınların sayısal olarak artmasının yanı sıra niteliksel olarak da etkin bir konum kazanması oldukça önemlidir. Dolayısıyla kadın parlamenterlerin sayısındaki artış kadar, onların üstlendiği roller ve edindikleri konumlar da dikkate alınmalıdır. Yani, kanunların yapım sürecinde kadın parlamenterlerin kamuoyunda eğitim, sağlık, tarım, ticaret, teknoloji, güvenlik gibi pek çok kanunla ilgili katkılarına odaklanmak, daha kapsamlı değerlendirmelere ulaşmamızı sağlayacaktır.
Kadın parlamenterlerin varlıkları hem bulundukları partilerdeki misyonları hem de tüm kadınları ilgilendiren politikalara katkıları açısından ele alınabilir. Kadın temsilciler eğitimleri, meslekleri, yetenekleri, tecrübeleri gibi çeşitli unsurlar açısından erkek temsilcilerden daha çok mercek altına alınmakta ve toplum tarafından dikkatli bir şekilde izlenmekteler. Meclis kürsüsünde kadınların yer alması, onu izleyen kadınlar için bir güç kaynağı oluşturmaktadır. Toplumsal ve siyasal sorunlarla ilgilenen kadınların artmasının tüm politika kulvarlarına katkı sağlayacağı açıktır. Bu katkı kadınların toplumsal ve tarihsel olarak uygun görüldükleri mesleklerle sınırlandırılan bilgi ve becerilerini başka alanların politikalarının belirlenmesinde kullanmasıyla gerçekleşecektir.
Yasama sürecinde kadınların varlığıyla ilgili sayılar ve oranlar ilk hareket noktamız olsa da bunun ötesine geçerek, kadınların bu süreçteki etkinliğini değerlendirirken yasama sürecindeki kademelerde kadınların görevlerine de bakmalıyız. Meclis Başkanı, Meclis Başkanvekili, Meclis Komisyonlarında Komisyon Başkanı ve Komisyon Üyesi kadınların varlığı, temsilci kadın sayısından daha önemli hale gelebilir. Siyasal partilerin genel başkan, genel başkan yardımcısı, parti sözcüsü gibi yönetim kademelerinde de kadın oranlarının artması politika üretme süreçlerinde de kadınların etkisinin artması anlamına gelir. Bu görevlerdeki görünürlük ve etkinlik düzeyinde kadın ve erkeğin birlikte çalışması demokratik toplum için önemlidir.
Gazi Meclisimizin 103. yılında, Cumhuriyetimizin 100. yılını geride bıraktığı bu dönemde, kadınların toplumsal ve ekonomik hayatın her alanında etkin bir konuma ilerlediği gözlemleniyor. Siyasal hayat da bu belirleyicilik dışında değerlendirilmemelidir. Şüphesiz ki anne mefhumuna atfedilen değerin de etkisiyle kadının bizim gibi toplumlarda hem dinsel olarak hem de kültürel olarak temel özne niteliğine sahip olduğu yaygın kabuldür. Ancak buna rağmen kadınlar farklı şiddet türlerine maruz kalmakta, hayatlarını kaybetmektedirler. Hayatın her alanında kadınların zorlu, bir o kadar da kıymetli olan hak mücadelesi siyasal alanda belirleyici özne olmaları ile taçlanacaktır.