Rekabetin had safhada olduğu bir dünyada, anne babaların helikopter ebeveynliğe meylettiklerine dair giderek artan bir fikir birliği söz konusu. Ceren Bayülgen'in hazırladığı bu yazı, hem helikopter ebeveynlik kavramını tüm vehçeleriyle açıklıyor hem de konuyla ilgili güncel psikoloji bilimi araştırmalarını mercek altına alıyor. Farklı ebeveynlik stilleri ile çocuk gelişimi arasındaki dinamikleri hem psikolojik hem de toplumsal boyutlarıyla ele alan Bayülgen'in yazısının anne babalar ve de eğitimciler için yol gösterici olmasını umuyoruz.
“Helikopter ebeveynlik” kavramı şu soruyu düşündürür: Nasıl daha bağımsız, olgun, kendi hayatına çeki düzen verebilen, sorumluluk sahibi ve yardımsever çocuklar yetiştirebiliriz?1 Peki nedir bu kavram? Helikopter ebeveynlik, anne babaların çocuklarının yaşamına onların kendi kararlarını alma becerilerini engelleyecek kadar müdahil olmasıdır. Aşırı kontrolcü, korumacı ya da mükemmeliyetçi anne babaların çocuklarının üzerinde bir helikopter gibi dolandığı söylenir. Bu nedenle söz konusu yaklaşımın çocukların sebat ederek uzun vadede başarılı olmalarını mümkün kılacak tutku ve motivasyonlarında onlara yardımcı olup olmadığını, bu durumun çocukların başarıya yönelik içsel tutkularıyla (bu özgül tutku için metanet (grit) sözcüğünü kullanabiliriz) nasıl ilişkili olduğunu anlamak istiyorsak helikopter ebeveynlik kavramını yakından incelemeliyiz.2
Psikolog ve araştırmacı Angela Duckworth,
Grit: Power of Passion and Perseverance başlıklı kitabında metaneti (
grit) kişinin tutku duyduğu şeyde ısrar etmesi ve anlamlı amaçlar söz konusu olduğunda engeller karşısında azmetme becerisi olarak tanımlar. Duckworth’ün araştırması metin olma (
gritty) becerisinin, yetenek ve zekânın katkılarının ötesinde, başarıya ulaşmadaki asli unsur ve itici güç olduğunu gösterir. Aslına bakılırsa, bu araştırma çaba göstermenin yeteneğe nazaran iki misli değeri olduğunu doğrular.
3 Dolayısıyla, helikopter ebeveynlik ile çocukların metaneti arasında olumsuz bir ilişki olup olmadığını belirlememiz ve bu ebeveynlik biçiminin çocukların öz-yeterlilik, tutku ve başarılı olma motivasyonlarına nasıl köstek olabileceğini ortaya koymamız gerekir.
Anne babalar neden helikopter ebeveynlik yapar?
Rekabetin had safhada olduğu bir dünyada, anne babaların helikopter ebeveynliğe (burada Foster Cline ve Jimmy Fay’in 1990’da aslen formüle ettikleri terimi kastediyorum4) meylettiklerine dair giderek artan bir fikir birliği söz konusu. Anne babalar doğal olarak çocuklarına baskı yapmaya eğilimlidir zira evrim, onlara korumacı davranmaya yönelik genetik bir yatkınlık vermiştir.5 Bu yatkınlığa göre, “çocukları ne denli rekabetçi olursa, genlerini aktarma olasılıklarının” ve rekabetçi bir çevrede başarılı olmalarının o denli mümkün olduğunu düşünürler. Bundan dolayı anne babalar olarak çocuklarımızın büyümesi ve başarısı için en iyisini sağladığımızdan emin olmak doğamız gereğidir. Aslına bakılacak olursa, bu durum “koruyucu kaygıya yönelik genetik yatkınlık” olarak tanımlanmıştır.6
Ebeveynlerin kontrolcü olmalarının nedeni, içinde bulundukları toplumsal çevreden yana hissettikleri baskı, kendi kişisel karakter özellik ve deneyimleri ya da çocuklarının davranış halleri olabilir. Örneğin kendi yetiştirilme biçimleri sonucu zedelenmiş bazı anne babalar, kendi ihtiyaçlarını çocuklarının halihazırdaki ihtiyaçlarından ayırmakta güçlük çekebilir. Bu anne babalar dünyayı çocuğun bakış açısından göremezler. Çocuğunu kendi egoist ihtiyaçlarını gidermek için kullanabilecek narsist bir annenin durumunda olduğu üzere, çocukları birer “kendilik nesnesi”, kendilerinin bir uzantısı olarak görürler.7 “Kendisi güvensiz olan narsist ebeveyn için çocuk, ebeveynin öz-saygı ve dengesini korumak adına onun gerçekleşmemiş umut, istek ve arzularını yerine getirecek şekilde davranmalıdır”.8 Çocuğun kendi umut ve hayallerinin peşinden gitmesine izin verilmez çünkü bu düşüncesizce ya da “kötü” olarak etiketlendirilir. Çocuk ondan yapılması beklenenlere teslim olurken, hayatta neleri severek yaptığına dair duygusunu yitirir.
Anne babaların çocuklarının etrafında dolanıp durmaları ve aşırı korumacı davranışlar sergilemelerinin nedeni mükemmeliyetçilik olabilir. Çocuklarının başarısını kendi başarılarının yansıması olarak görmek isterler. “Mükemmel” sonuçlar peşinde olduklarından aşırı ebeveynlik yaparlar. “Çocuklarının başarıları aracılığıyla vekaleten yaşamak isterler. Çocuklarının başarılı olduğunu görmek isterler çünkü bu onların iyi görünmesini sağlar. Çocuklarını umursamadıklarını söylemiyorum; tabii ki onları umursarlar. Ama kendi öz-değerlerini çocuklarının başarısıyla ölçerler. Bir ebeveyn olarak kendi başarılarını ölçtükleri kıstas budur.”9 “Ego katılımı” olarak adlandırılan10 süreç dahilinde, kendi özsaygılarının çocuklarının başarısıyla ilintili olduğunu görürler. Başka bir deyişle, ebeveynler özsaygılarını çocuklarının başarılarına dayandırarak egolarını tatmin etmek için kendi umutlarının peşinden giderler.11
Anne babaların kontrolcü olmalarının başka bir nedeni ise stres olabilir. Anne babalar çok stresli olduklarında ve gerek işleri gerekse evin yükü nedeniyle zaman ve enerjileri kısıtlı olduğunda, çocuklarının sorun çözmede, hata yapmada ve başı çekmede istedikleri kadar zaman kullanmalarına izin vermeleri daha düşük ihtimaldir.Bu durumda, özerk bir ebeveynlik için gerekli zaman ve sabır olmaksızın kontrolcü etkileşimlerde bulunmak onlar için daha kolay ve hızlıdır.
Helikopter ebeveynliğin sonuçları
Anne babalar çocukları için amaçladıkları şeyin en iyisini sağlamak amacıyla onların etrafında pervane olurlar, her ne kadar bu durumla beraber hissettikleri kaygı, panik, baskı ve korkunun hiç istemeyecekleri kötü sonuçlar doğurabileceğinin farkına varmasalar da. Olası pek çok sonuçtan biri “çocukların büyümeye ve öğrenmeye dönük içsel tutkularını engelleyen”12 içsel motivasyonlarındaki düşüştür. Çocukların üzerinde hakimiyet ve baskı kuran kontrolcü ebeveynlik çocukların esenliğini ve performansını zayıflatır.13
Helikopter ebeveynlik, çocuk mevzubahis görevleri aslında kendi başarabilecekken ona yersiz ebeveynlik yapmak ya da rehberlik etmektir. Diğer bir deyişle bu terim, çocuklarının her hareketini onlara “doğru” kararın ne olduğuna dair yol gösterme, dil dökme, hatta onları ikna etme amacıyla takip eden aşırı müdahil, son derece endişeli anne babaları tanımlar. Bu anne babalar bir hayli talepkârdırlar ve itaatsizliği pek kabul etmezler. Sevgi ve dikkatleri koşulludur, çocukları anne babalarının onlar için ortaya koyduğu yüksek beklentileri karşılamalıdır. Kontrolcü ebeveynlik çok katı talepler, cezalar ve sürekli bir gözetimle çocukların üzerinde baskı kurar.
Bu baskı gerçekleştiğinde, helikopter ebeveynlik çocuğu olumsuz biçimde etkilemeye başlar. Temel olarak hava, yiyecek, su ve uyku gibi fiziksel ihtiyaçlarımız karşılandığında, içsel psikolojik ihtiyaçlarımızın davranışlarımızı motive etmeye başladığını ileri süren öz-belirleme teorisinin bulgularına ters düşen bir durumdur bu.
Toplumsal bağlantılarımız, yetkinliğimiz ya da hakimiyet duygumuz ve özerkliğimizle faillik duygumuz (sense of agency) vd. ilişkilenme dinamikleri bu noktada devreye girer. Bu ihtiyaçlar karşılandığında, bireyin muhtemelen epey mutlu ve uyumlu olacağını söyleyebiliriz. Ne var ki helikopter ebeveynlik çocukların yetkinliğini de etkileyerek özerkliğe yönelik gelişimsel ve psikolojik ihtiyaçlarının önünü tıkadığından sorunlu bir hal alır. Etrafta dolanıp duran ısrarcı anne babalar, çocuklarına kendi başlarına iyi karar alamayacakları yönünde yanlış bir mesaj vermeye eğilimlidir. Çocuklar iyi sonuçlar elde ettiklerinde dahi bunun tadını tam anlamıyla çıkaramazlar çünkü ebeveynleri işin çoğunu onlar için yapmıştır. Bütün bunlar depresyon ve kaygı da dahil başka birçok zihinsel ve davranışsal sorunların yanı sıra psikolojik strese, narsisizme, kötü uyumlanmaya, alkol ve uyuşturucu kullanımına yol açar.
Helikopter ebeveynliğin sonuçlarından bazıları uzun vadede etkili olabilir, her ne kadar anne babaların eylemleri gerçekten iyi niyetlerle gerçekleştirilmiş olsa da. Örneğin çocukların kendi kararlarını vermelerine izin vermemenin bir sonucu olarak beyin yetersiz gelişebilir. Şayet karar alma görevlerini uygulama şansı verilmezse, normalde olgunlaşacak olan beynin prefrontal kısmı yetersiz gelişir. Her birey durmayıp yaparak, kimi zaman başarısız olarak, düşüp kalkarak, deney yaparak ve öğrenerek büyür. Beynin bu kısmının bağlantısallığı ve etkililiği bu şekilde artar ancak helikopter ebeveynlikle çocuğun akademik, sosyal ve kişisel bakımdan serpilip gelişmesini engelleriz.
Duygusal ters tepme, helikopter ebeveynliğin bir başka uzun soluklu sonucudur. Çocuklar bu durumda çeşitli durumlarda duygularını nasıl düzenleyeceklerini öğrenemez ve kendi öz-düzenleyici becerilerini geliştirme şansı elde etmediklerinden çöküş yaşama ihtimalleri artar. Uzun vadede özgüven ve özsaygı eksikliği de aşırı ebeveynliğin bir başka sonucudur, zira çocuklara yaratıcı olma ya da kendi fikirleriyle deney yapma şansı tanınmaz. Ebeveynler her ne kadar farkında olmadan aşırı müdahil davransalar da, bu durum çocuklarına söz konusu işi ebeveynleri olmadan yapamayacakları mesajı verir. Bu düşük özgüven de en nihayetinde kaygı ve depresyona yol açar.14
Bu nedenle çocuklar etraflarında dönüp duran anne babalarla büyüdüklerinde, kendi kendine yetme, kendilerini idare ve kontrol edebilme özelliklerinin gelişimi engellenir ya da başarıya yönelik genel sebatkârlıklarında düşüş gözlemlenir. Konuyla ilgili çalışmalarda helikopter ebeveynlik ile psikolojik esenlik arasında olumsuz, keyif için ağrı kesici kullanma ve kaygıyla depresyon için reçeteli ilaç alma arasında olumlu ilişki bulunduğu gösterilmiştir.15 Ayrıca aşırı ebeveynlik ve genç yetişkinlerin kendinde hak görme duygusu arasındaki ilişki ya da genç yetişkinlerin başkalarının onların sorunlarını çözmesi gerektiğine ne ölçüde inandıkları da ortaya konmuştur.16 Örneğin helikopter ebeveynleri olan üniversite öğrencileri, helikopter ebeveynleri olmayanlara kıyasla hayattan daha az doyum aldıklarını ve daha depresif olduklarını ifade etmiştir.17
Cinsiyet farklılıkları söz konusu olduğunda ise, sosyal bilişsel teori cinsiyete özgü etkilerin bireyleri yaşamları boyunca belirli şekillerde etkilediğini ortaya koyar.18 Örneğin bazı çalışmalar, toplumsal cinsiyet sosyalleşmesinin kadınlara nazaran erkeklerde daha yüksek özyeterlilik düzeyleriyle yakından alakalı olduğunu göstermiştir.19 Bu konudaki bir çalışma, babaların kız çocuklarında daha çok uysal/itaatkâr duygulara, erkek çocuklarındaysa yüzleşmeci davranışlara karşılık vermeye eğilimli olduklarını gösterir.20 Bu bulgu, kız ve erkek çocuklarının etrafta dönüp duran ebeveynlik stillerine farklı tepkiler verdiklerini ortaya koyar.21 Cinsiyet uyumu teorisi (gender congruence theory) anne babaların kendileriyle aynı cinsiyetten çocukları üzerindeki olumsuz etkilerinin çok daha büyük olduğunu ileri sürer. Bu yüzden annenin helikopter ebeveynlik yapmasının kız çocukları üzerinde, babanın helikopter ebeveynlik yapmasının ise erkek çocukları üzerinde daha büyük etkisi olabilir.22 Araştırmacılar ayrıca babanın helikopter ebeveynlik yapmasının annenin helikopter ebeveynliğine kıyasla okulda psikolojik yıpranmaya yol açmasının daha olası olduğunu ortaya koymuştur.23
Helikopter ebeveynlikten nasıl kaçınılabilir?
Çocuk araştırmacısı Wendy Grolnick ve ebeveynlik üzerine araştırmacı gazetecilik yapan Kathy Seal, Pressured Parents, Stressed Out Kids: Dealing with Competition While Raising a Successful Child adlı kitaplarında yukarıda bahsettiğim mevzuları didikleyerek önemli içgörüler sunuyorlar.24 Grolnick ve Seal, artan baskıyla çocukların etrafında dolanıp duran anne babaların “Baskılanmış Ebeveyn Olgusu” (Pressured Parent Phenomenon) kategorisinde değerlendirilmesindense, çocuklarının motivasyon ve özerkliğini teşvik ederek onların özgüvenini inşa edecekleri olumlu bir ebeveynlik yapabileceklerini belirtir. Bu yazarlara göre anne babaların odaklanması gereken şey çocuklarını olabileceklerinin en iyisi olmaya zorlayıp bu konuda baskı yapmak ve çocuklarının stres düzeyini yükseltmek yerine, aslında çocuklarını özerk olmaya, yetkinliklerini geliştirmeye ve kendisinden dışarısıyla bağlantılı olmaya teşvik etmektir.
Çocukların etrafında dönüp durmak yerine, kendi kararlarını almalarına izin vererek ve kendi eylemleri için sorumluluk almalarını sağlayarak özerklikleri beslenebilir. Her sorunlarını büyük baskı ve stres altında çözmek ya da sınırlarını zorlamak, çocukların çeşitli türdeki toplumsal ortamlarda büyüme ve öğrenmeye dönük içsel tutkularını engelleyebilir. Anne babalar ayrıca farklı ebeveynlik stillerinin çocuğun gelişimi üzerinde büyük bir etkisi olabileceğinin de farkında olmalıdır.
Ebeveynlik Stilleri
Anne babalar, çocukların gelişiminde büyük rol oynadıklarından, çeşitli ebeveynlik stillerini ve bu stillerin farklılaşan etkilerini belirlemek amacıyla ebeveyn çocuk ilişkisi üzerine çok sayıda çalışma yürütülmüştür. Bu bağlamda ebeveynliğin iki boyutu tanımlanır; bunlardan ilki talepkârlık ya da anne babaların çocuklarından uymalarını istedikleri kurallar ve onlardan beklentileridir. İkinci boyut ise, ebeveynlerin çocukların ihtiyaçlarına cevap verebilmesi ya da bu ihtiyaçlara duyarlılığıdır.25 Bu iki boyutu göz önünde bulundurarak dört ebeveynlik stili tanımlanmıştır: demokratik (authoritative), otoriter (authoritarian), izin verici (permissive) ve ihmalkâr (disengaged).26
Bu dört ebeveynlik stilinden demokratik olanı, hem talepkâr olduğu hem de taleplere yüksek duyarlılık gösterdiği için en olumlu stil olarak değerlendirilir. Bu tarz anne babalar açık kurallar koyar ve kurallara uyup uymamanın sonuçlarını açıklarlar ama bir yandan da çocuğa sevgi ve özenle karşılık verirler ve söz konusu kuralları müzakere etmeye ve çocuklarını dinlemeye açıktırlar. Öz-yeterlilik, bağımsızlık, toplumsal beceriler geliştirme ve okulda iyi notlar almaya yardımcı olma gibi ergenler için olumlu neticeleri olan bu ebeveynlik stilinin en uygun ebeveynlik stili olduğu düşünülür. Bu ebeveynlik stiliyle büyüyen ergenler daha iyimser olmayı öğrenir ve çok daha iyi öz-düzenleme yaparlar; özerk olmaları ve sorumluluk almaları için ellerine daha çok fırsat geçmiştir.27
Diğer uçtaki otoriter ebeveynlerin ise talepkârlığı yüksek, duyarlılıkları ise düşüktür. Bu da herhangi bir tartışma ya da müzakereye yer vermeksizin çocuklarından itaat etmelerini bekledikleri anlamına gelir. Bu tarz anne babalar çocuklarına karşı herhangi bir sevgi ya da sıcaklık emaresi göstermeden onların kurallara uymasını beklerler. Dolayısıyla, otoriter stille yetiştirilen ergenlerin “bağımlı, edilgen ve boyun eğen” kişiler olarak büyüdükleri düşünülür, bu türden olumsuz neticelerle ilişkilendirilir.28 Bu çocuklar diğer ergenlere göre çoğunlukla kendilerinden daha az emin, daha az yaratıcı ve sosyal bakımdan daha az beceriklidir.
İzin verici anne babalar temelde kuralları ve çocuklarından beklentileri konusunda açık olmayan ve herhangi bir disipline sahip olmayan, talepkârlığı düşük laissez-faire çizgisinde konumlanan ebeveynlerdir. Bu anne babaların duyarlılıkları yüksektir ve çocuk yetiştirmenin en iyi biçiminin çocuklara onların yaratıcılığını sınırlandırabilecek herhangi bir kısıtlama ya da kural koymadan koşulsuz sevgi göstermek olduğuna inanırlar. Çocuklar bu nedenle kendi seçimlerini yapmakta özgürdür ve kendi istediklerini yaparlar. Davranışlarının çok az kontrol edilmesi ya da hiç kontrol edilmemesi ve yaşamlarında kuralların ve bir yapının olmaması nedeniyle güvensiz hissetme eğilimindedirler.29
Son olarak ise sonuncu ve en az olumlu ebeveynlik stilini benimsemiş ihmalkâr anne babalar söz konusudur. Bu ebeveynler hem düşük yoğunlukta talepkârdır hem de çocuklarına asgari miktarda duyarlılık gösterirler. Çocuklarının ihtiyaç ve arzularına karşılık vermek yerine günbegün onlardan uzaklaştıkları (ve koptukları) için bu stili benimseyen anne babalara ihmalkâr ebeveynler de denir.
Otoriter ebeveynlikte anne baba aşırı kontrolcüyken ve aşırı engellemeye yol açabilirken, laissez-faire ya da izin verici ebeveynlikte ise anne baba fazla hoşgörülüdür ve çocuğu gerektiği kadar hüsrana uğratmazlar, böylelikle öz-yeterlilik azalır.30 Howard vd.’nin gösterdiği üzere, çocukluktaki aşırı ebeveynlik davranışları üniversite öğrencileri için olumsuz sonuçlarla ilişkilendirilirken, olumlu ebeveynlik davranışları ise çocuklara başarmak için gerekli becerileri sağlayarak ve metanet duygularını güçlendirerek üniversite çevresine uyumlarında etkilidir.31 Helikopter ebeveynlik otoriter ebeveynlik stili altında yer alır çünkü aşırı ebeveynlik uygulayan kişiler, çocuklarının yaşamlarının her veçhesindeki bütün sonuçları kontrol ederek her şeyi yönetip çocuklarının özerkliğini sınırlandırırlar.
Sonuç niyetine
Anne babalar otoriter, izin verici ya da ihmâlkar ebeveynlik stilleri yerine, çocuklarına açık kuralları ve sınırlılıkları olan yapılandırılmış bir çevre ve karşılık verebilecekleri beklentiler sunarak çocuklarının yetkinliklerinin geliştiğinden emin oldukları demokratik bir stil uygulamalıdır. Eğitimciler de öğrencilerin öz-yeterlilik ve azmini akademik bakımdan inşa etmek ve artırmak için müdahalelerde bulunmaya odaklanabilir. Son olarak, ki bu belki de en önemlisi, çocukların sevgiyi ve desteği hissederek büyüdükleri hoşnut bir çevrede onlarla nitelikli vakit geçirerek bir ilişki inşa etmek onların gelecekteki başarı şanslarını artıracaktır.32
1Cline, F. ve Fay J., Parenting with Love and Logic: Teaching Children Responsibility. 1990. 23- 25
2Duckworth, A.L., Peterson, C., Matthews, M.D., Kelly, D.R.Grit: Perseverance and passion for long-term goals. Journal of Personality and Social Psychology, 2007, 92(6). 1087–1101
3a.g.e.
4Cline and Fay. Parenting with Love and Logic: Teaching Children Responsibility. 1990. 23- 25
5Grolnick, W. S. ve Seal, K. Pressured Parents, Stressed-out Kids: Dealing with Competition While Raising a Successful Child. 2008. Prometheus
6a.g.e.
7Miller, A. The drama of the gifted child. 1981. New York: Basic Books
8Grolnick, W. S., Gurland, S. T, DeCourcey, W, ve Jacob, K. (2002). Antecedents and consequences of mother's autonomy support: An experimental investigation. Developmental Psychology, 38, 143-155
9Segrin, C., Burke, T. J., ve Kauer, T. (2020). Overparenting is associated with perfectionism in parents of young adults. Couple and Family Psychology: Research and Practice, 9(3), 181–190
10Sherif, M., ve Cantril, H. (1947). The psychology of ego involvements, social attitudes, and identifications. New York: Wiley
11Belsky, J. (1984). The determinants of parenting: A process model. Child Development, 55, 83–96; Grolnick, W. S. (2003). The psychology of parental control: How well-meant parenting backfires. Mahwah, NJ: Erlbaum
12Grolnick, W. S. ve Seal, K. (2008). Pressured Parents, Stressed-out Kids: Dealing with Competition While Raising a Successful Child. Prometheus
13Grolnick, W. S., Deci, E. L., ve Ryan, R. M. (1997). Internalization within the family: the self-determination theory perspective. J. E. Grusec & L. Kuczynski (Eds.), Parenting and children’s internalization of values: A handbook of contemporary theory (pp. 135-161). New York: Wiley; Joussemet, M., Landry, R., ve Koestner, R. (2008). A self-determination theory perspective on parenting. Canadian Psychology/Psychologie Canadienne, 49(3), 194–200
14Grolnick, W. S., Gurland, S. T, DeCourcey, W, ve Jacob, K. (2002). Antecedents and consequences of mother's autonomy support: An experimental investigation. Developmental Psychology, 38, 143-155
15LeMoyne, T., ve Buchanan, T. (2011). Does “hovering” matter? Helicopter parenting and its effect on well-being. Sociological Spectrum, 31, 399-418
16Segrin, C., Woszidlo, A., Givertz, M., Bauer, A., ve Murphy, M.T. (2012). The association between overparenting, parent-child communication, and entitlement and adaptive traits in adult children. Family Relations: An Interdisciplinary Journal of Applied Family Studies, 61(2), 237-252
17Schiffrin, H. H., Liss, M., Miles-McLean, H., Geary, K. A., Erchull, M. J., ve Tashner, T. (2014). Helping or hovering? The effects of helicopter parenting on college students’ well-being. Journal of Child and Family Studies, 23(3), 548-557
18Bussey, K., ve Bandura, A. (1999). Social cognitive theory of gender development and differentiation. Psychological Review, 106(4), 676–713
19a.g.e.; Bandura, A. (1997). Self-efficacy: The exercise of control. W H Freeman/Times Books/ Henry Holt & Co
20Chaplin, T. M., Cole, P. M., ve Zahn-Waxler, C. (2005). Parental socialization of emotion expression: Gender differences and relations to child adjustment. Emotion, 5(1), 80–88
21Block, J. H. (1983). Differential premises arising from differential socialization of the sexes: Some conjectures. Child Development, 54(6), 1335–1354
22Ruble, D. N., Martin, C., ve Berenbaum, S. (2006). Gender development. Damon, W., & Lerner, R.M., & Eisenberg, N. (Eds.) Handbook of child psychology: Social, emotional, and personality development, 3(6), 858 – 932. John Wiley & Sons, Inc.
23Love, H., May, R.W., Cui, M., ve Fincham, F.D. (2020). Helicopter parenting, self-control, and school burnout among emerging adults. Journal of Child and Family Studies, 29, 327–337
24Grolnick, W. S. ve Seal, K. (2008). Pressured Parents, Stressed-out Kids: Dealing with Competition While Raising a Successful Child. Prometheus
25Jensen, F. E. ve Nutt, A. E. (2015). The teenage brain: A neuroscientist's survival guide to raising adolescents and young adults
26a.g.e.; Maccoby, E.E. ve Martin, J.A. (1983). Socialization in the context of the family: Parent–child interaction. P.H. Mussen & E.M. Hetherington (Eds.), Handbook of child psychology: Vol. 4: Socialization, personality, and social development (4'üncü ed., 1–101). New York: Wiley
27Jensen, F. E. ve Nutt, A. E. (2015). The teenage brain: A neuroscientist's survival guide to raising adolescents and young adults; Steinberg, Laurence ve Morris, Amanda. (2001). Adolescent Development. Journal of Cognitive Education and Psychology. 2. 55-87
28Jensen, F. E. ve Nutt, A. E. (2015). The teenage brain: A neuroscientist's survival guide to raising adolescents and young adults
29a.g.e.
30Givertz, M. ve Segrin, C. (2014). The association between overinvolved parenting and young adults’ self-efficacy, psychological entitlement, and family communication. Communication Research, 41(8), 1111–1136
31Howard, D., vd., (2019). Genome-wide meta-analysis of depression identifies 102 independent variants and highlights the importance of the prefrontal brain regions. Nature Neuroscience. 22
32Grolnick, W. S. ve Seal, K. (2008). Pressured Parents, Stressed-out Kids: Dealing with Competition While Raising a Successful Child. Prometheus
Görsel: Arkangel, Black Mirror. (Kaynak: Framerated.)
Çeviri: Burcu Halaç